21 Ekim 2014 Salı

Felsefenin Doğuşu




Miletos, İzmir' in güneyinde, söke-miles yolunun batısında yer alır. Eskiden deniz kenarında yer almasına rağmen büyük Menderes' in taşıdığı çamurlarla bugün iç karada bulunmakta. Tabi bunların konumuzla bir alakası yok. zira Thales' in suya baktığı yeri. Anaksimenes' in havayı içine çektiği yeri. Anaksimandros' un belirsizliklere düştüğü yeri bilmenin de bir zararı yoktur.


Milet okulunu (Bertrand Russel'a göre) Felsenin babası ve başlatıcısı, yedi bilgenin ilki, ve ilk sorgulamaya başlayan olarak Thales kurmuştur. Tabi ilk sorgulayan demek biraz yanlış sayılabilir ne de olsa Homeros, Tanrıyı, Felsefeyi, mitler ve masallarla açıklamaya çalışmıştır, fakat, ancak masallardan düşünceye geçiş olunca, gerçek felsefe olur(diye düşünüyorum) çünkü bir "Yazar Referansı" ne kadar filozofsa Homeros da o kadar filozoftur. Milet okulu dönemi Pre-Sokratik dönem olarak da bilinir, ki düşünün Sokrates ne kadar büyük bir iz bırakmış ki Sokratesden önce ve Sokrates'ten sonra olarak felsefenin gelişimini, ikiye ayırmışız. Neyse Milet okulu 3 büyük Filozofla hatırlanır. Birincisi, kurucusu olan Thales'tir, ikincisi Anaximandros, üçüncüsü ise  Anaximenes'tir. Milet okulunun asıl üstünde durduğu düşünce Arkhe'dir. Evrenin başlangıçtan beri (yaradılış da denebilir) ana maddesini, o olmadan olamayacak şeyi aramasıdır. Thales ilk filozof olarak arkhenin su olduğunu öne sürmüştür. Aynı zamanda Thales'in öğrencisi olan Anaximandros, Thales'in öne sürdüğü düşüncenin yanlış olduğunu söylemiş ve o zamanın simyacılarının ortaya çıkardığı 4 element tablosundan bir madde arkhe olarak belirlenirse dengenin bozulacağını bu yüzden 4 elementin asla arkhe olarak sayılamayacağını, Arkhe'nin bu dünyadan olamayacağını karşı tez olarak sunmuştur. Anaximandros'a göre arkhe "Apeiron"dur. Apeiron antik yunancada sınırlı olmayan anlamına gelir.("a" harfi olumsuzluk ekidir.)  Anaximandros, Apeironun kendiliğinden oluşan, bu dünyadan olmayan, ve tanımlanamaz, belirlenemez ve sınırsız olduğunu söylemiştir. Şimdi aslında bu filozofları teker teker ele almak istiyorum, bu arkhe konusunu arka arkaya koyarsam daha anlaşılır olacağı için böyle koydum.


Ilk olarak Thales:
Eksamges ve Kleobiline'nin oğlu olup, anasının babasının konumuzla hiç bir ilgisi yoktur. MÖ 624-MÖ 547 Yılları arasında yaşamış ve yaklaşık 77 yıllık hayatı boyunca geometri ve astronomiyle uğraşmış ve Mısır'a da bir uğramıştır. İlk olarak ele alınması gereken konu yine arkhe konusudur. Şimdi Thales niye Arkhenin su olduğunu ileri sürmüştür? Hikayeye göre Thales Milette deniz kıyısında kafası dumanlı bir şekilde ufka bakarken, Kendi üzerinde olan kara parçasından başka kara parçası göremediğini fark etmiş. Düşünmüş demiş ki, bu kara parçası suyun üstünde yüzüyor, Böylelikle su olmazsa kara paçasının da olamayacağını düşünür. Bu yüzden Arkhenin Su olduğunu söyler, Tabi hayatındaki olayların onu etkilediğini düşünürsek Mısır'da bulunduğu sürece Nil nehrinin ne kadar önemli olduğunu anlamış ve Nil nehri de bu konuda düşüncelerine katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda kara parçasının da su üzerinde yüzdüğünü söylemiş ve depremlerin de kara parçasının suyun üzerinde sallanmasıyla oluştuğunu söylemiştir.
Thalesin başka konular hakkında da bir çok görüşü vardır. Örnek olarak çok basit bir mantık ile Mısır Piramitlerin boyunu ölçmüştür. Öğleden sonra güneş ışığı altında, gölgesinin boyunun tam olarak kendi boyuna eşit olduğu zamanı belirleyip Piramitlerin boyunu ölçmüştür.
Bir çemberin içine ikizkenar dik üçgen yerleştirip kenar açılarının eşit ve toplamının doksan olduğunu söylemiştir. 
Aynı zamanda, Çapın daireyi tam olarak ikiye böldüğünü de söylemiştir.
Tanrısal güce bakış açısı ise bir çok filozof ile aynıdır, tabi düşünceyi ilk şekillendirmeye başlayan kişi olduğu için bir anlamda başlatan da denebilir. Bu düşünce biçimi monist bir bir şekilde tanrıyı tanımlamaktır yani evrendeki her şey tanrıyla doludur. Tanrı her şeyden oluşur ve her şey tanrılardan oluşur. Madde aslında oluşturanın kendisidir.

2. Anaximandros:
Anaximandrosu görebiliyor musunuz?

Anaximadros M.Ö. 610- M.Ö. 546 yılları arasında yaşamıştır. Tarihte düşüncelerini kaleme almış ilk filozoftur. Yukarıda da bahsetmiş olduğum arkhe konusunda söyledikleri töz'e (subscantia) yakınlık gösterir. Böyle töz gibi şaşalı bir kelime kullandık. Peki ne demektir bu töz? Okuduğum anlatımlardan yorumlayabildiğim kadarıyla başka bir şeye ihtiyacı olmadan kendi içinde kendisiyle olandır. Tabi birde Wikipedia'nın tanımı var o ise şöyle; kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan anlamında kullanılan felsefi kavram. Kavranılması biraz zor bir kavram(Bi defa daha kavram, Haydi hep beraber kavram!). Neyse Arkhenin apeiron olduğunu kavramışsınızdır sanırım. Bu arkheyi bulma düşünmesinden başka şeylerle de uğraşmıştır Anaximadros. İlk olarak astronomiyi o icat etmiştir. Mesela Dünyanın bir merkezde çakılı olduğunu söyleyip Güneş ve Ayın döndükleri yörüngelerin oranını bulmuştur. 
Anaximandrosun Evren Haritası

Bir başka tezi ise "silindirin bir yüzünde biz yaşıyoruz, diğer yüzü boş ve silindirin boyu, eninin üçte biri" demesidir. Hatta silindirin yaşadığımız yüzünün haritasını bile çizmiştir. 

Ama kendisinin en önemli ya da şu an ki kabul ettiğimiz teorilere en yakın tezi hayatın suda başladığını ileri sürmesidir. Hayat sudaki dikenli canlılarca başlayıp yaşlandıklarında karaya çıkmışlardır. Bir süre sonra karaya uyum sağlanmıştır. Aynı zamanda insanın da ara tür olduğunu söylemiştir.


3. Anaximenes:
Anaximenes MÖ 585- MÖ525 yılları arasında yaşamıştır ve Milet okulunun son filozofu olarak kabul edilir. Bazı Filozoflar, Anaximandros'tan sonra gelen Anaximenes'in, felsefede gerileme dönemi olduğunu söylemişlerdir. Fakat Anaximenes zamanında, Pers istilasından sonra bütün öğrencilerinin farklı coğrafyalara kaçması ve eserlerinin Dünya'nın 4 bir yana dağılması sebebiyle eserlerini bir çok farklı düşünürün okuyup ondan etkilenmesiyle Anaximenes'in düşüncelerinin felsefe dünyasında benimsemesini sağlamıştır. Kısa ve öz şekilde Persler Anaximenes'in reklamını yapmışlardır.
Miletli bir filozof olarak Anaximenes'in de Arkhe hakkında bir tezi vardır. O tez ise Arkhenin Aer olmasıdır(Aer = Hava). Havanın tanrı gücüyle dolu olduğunu savunur. İnsan nefesini, insana can veren havayı ruh ile bağdaştırmıştır. Soluk olan aer, insan ruhudur demiştir. Tüm canlıların ruhu vardır" diyerek ilk defa canlı cansız ayrımı yapmıştır. 
"Aer olayına gelirsek hem belirli hemde sınırsız bir maddeyi töze koyan anaximenes, havanın seyreklik ve sıklığa göre hal değiştirdiğini savunmuştur. Seyrekleşince ısınıp ateşe dönen hava, sıklaştıkça önce rüzgar, sonra bulut, sonra su ve en sonunda toprak ve madde olur. ( Belki hohlayınca sıcak, hızlı üfleyince soğuk hava çıkarmamızı gözlemledi? )"
 Anaximandros gibi fizik ve astronomi hakkında da öne sürdüğü düşünceler vardır. Mesela ;
Dünyanın tepsi şeklinde olduğunu söylemiştir. Dünyanın yıldızların etrafında dolaştığını söylemiştir. 
İlk defa Ay tutulmasının doğru bir açıklamasını yapmıştır; Ayın ışığını Güneşten aldığını söylemiştir.
Aynı zamanda ,biraz doğru olarak kabul edebileceğimiz için buna yer veriyorum, suyun kaynağının da sıkışmış hava olduğunu söylemiştir, fakat bundan sonra suyun da sıkışarak Toprağı meydana getirdiğini söyleyerek tezin açıkça içine sıçmıştır. 

Bir entry'nin daha sonuna geldik bir sonraki yayında görüşmek üzere..

13 Ekim 2014 Pazartesi

Felsefe Nedir?

Doğada insana gerekli olan üç şey vardır. Doğruyu yanlıştan ayırabilmek,güzeli çirkinden ayırabilmek ve iyiyi kötüden ayırabilmek.. Doğru ile yanlışı mantık yani matematik ile, güzel ile çirkini sanat ile,iyi ve kötüyü ise etik ile ayırt edebiliriz ve bunların hepsi felsefenin içindedir.

Platon "Felsefe merakla başlar"  der. Felsefenin bugün olmasının sebebini "doyumsuz meraka" bağlar. Felsefe merakla başlar ve merakın farklı şekilleri halinde devam eder. Kısaca merak etmeyi, merak etmektir denilebilir.

φιλοσοφία kelimesi "Phileo" ve "sophia" eklerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. "Phileo" sevmek, "Sophia" da bilgi anlamına gelmektedir, Felsefe bilgi sevgisi anlamına gelir. Gördüğünüz üzere düz mantık. Tabii, dilimizin kelime darlığı ve eski Yunancanın azizliği sayesinde bir kaç farklı anlam da ortaya atılmıştır;
1. Varlık, evren, insan ve bilgiyle ilgili düşüncelerin bütünü,
2. Bir bilimin ya da bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü,
3. Evreni, dünyayı, yaşamı yorumlama biçimi, dünya görüşü, ideoloji şeklinde bilinen anlamları da vardır.
Felsefe ile uğraşana "Filozof" diyen ilk insan Pisagor'dur. Kendisine "Bilgelik sevdalısı" demiştir. Diğer insanlarca ona verilen zeki, bilge gibi ünvanlardansa ancak bilgelik sevdalısı olabileceğini söylemiştir. 
Filozof, Bilge olma tevazusunu gösteren kişidir.

Peki bu felsefe ne yapar?
Filozoflar genellikle varoluş veya varlıkahlak veya iyilik, bilgigerçek ve güzellik konularıyla ilgilenmiştir.Bilgiyi sorgulama, doğru ve yanlışı nasıl ayırt edilmesi konu edinilmiştir, genellikle..
  • Gerçek nedir?
  • Doğru ve yanlış nedir? Nasıl ayırt ederiz?
  • Bilgi nedir? Bildiğimizi nasıl biliriz?
  • Varlık, mekan ve zaman nedir? Aralarında bir bağ var mıdır?
  • Din kavramının kökeni nedir? Tanrı insanların korkularından kaynaklanan bir varsayım mıdır? Tanrı var mıdır?
Antik Yunan felsefesinde, yukarıdaki konular analitik, mantıksalepistemoloji(Bilgi felsefesi)etik(Ahlak felsefesi)metafizik(Fizik Ötesi) veya estetik(Güzellik felsefesi) olarak adlandırılırdı.
Sonradan Aritoteles, politika, modern fizik, jeoloji, biyoloji, astronomi ve meteorolojiyi felsefenin alt başlıkları arasına almıştır. 

Felsefenin konularını şöyle ele alabiliriz:
  • Epistemoloji (Bilgi felsefesi)
  • Estetik (Güzellik felsefesi)
  • Etik (Ahlak felsefesi)
  • Hukuk felsefesi
  • Eğitim felsefesi (Pedagoji)
  • Bilim felsefesi
  • Metafizik (Fizik ötesi)
  • Ontoloji (Varlık felsefesi)
  • Siyaset Felsefesi
  • Teoloji (Din felsefesi)
  • Zihin felsefesi
Paki Felsefenin amacı nedir?
  Felsefenin amacı her olguyu ve her durumu soru sorarak anlamaya çalışmasının yanında bir de bu sorulara mantıklı cevaplar vermektir. Çoğu paradoks da bu düşünce biçimi ayrılıklarından meydana gelmiştir. Empirik düşünce ve rasyonalist düşünce birbirini tutmaz. Tabii, şu an ki Türk eğitim sistemi skolastik düşünce sistemini kafamıza kafamıza dayayıp beynimizi kısırlaştırsa da rasyonalist ve empirik düşüncenin felsefede yeri büyüktür. Eninde sonunda felsefenin amacı sorduğu sorulara sistematik bir açıklama getirmektir. Aynı zamanda bu sorulara sistemli veya sistemsiz bir açıklama getirmek de felsefenin amacıdır. Felsefi düşünüş normal düşünüşten tamamen farklıdır. Felsefi düşünceyi normal düşünceden ayıran şey, onun kavramsal ve soyut olma çabasıdır. Felsefi düşünce önceden kazanılmış bilgiler üzerine sorgulama inşa edilen düşüncedir, yani felsefi düşünce temel yöntemdir, sorgulama bunun üzerine yapılır.

Felsefenin doğuşu;
"Doğadan merak yönümüzle ayrılmıştık. Önce insanlar arasındaki ilişkilerimizi sorguladık. Toplumsal canlılar olduk. Karşımdakine neden saldırayım? Belki öldürmek yerine yaşatmak ve işbirliği yapmak daha iyidir? Vahşiliği sorguladık ve toplumsal canlılar olduk. Birbirimize acımak, iletişim kurmak, eğitmek, öğrenmek yoluyla bugünkü anlamda insan olmuştuk. Birbirimizin farkına varmıştık. Önceleri doğayı sorgulamıştık. Şimdi de insanın doğasını sorgulamalıydık. Filozof adlı kişiler de  burada ortaya çıkar. İnsanlık gerçeğini fark eder. Doğal olayları sorgulayarak insan olunur, insanı da sorgulayarak filozof olunmuştur.  İnsanı doğadan farklılaştıran, filozofu da insandan ayrı kılan benzer bir merak anlayışıdır. Filozof olmayanların yarı yolda bıraktığını söyleyebiliriz. Filozof ise yetinmeden sorgulamaya, merak etmeye devam etmiştir."

Thales Felsefeyi başlatan olarak kabul edilir

Felsefenin babası Sokrates olarak bilinir, fakat Felsefeyi başlatan(En azından Bertrand Russel'ın araştırmaları sonucu) Thales'tir. Milet okulu fikrini ilk ortaya atan insan ve materyalist felsefenin kurucusudur. Bilime ve felsefeye olan ilgisi aslında doğa olaylarını tanrı dışı yollar ile açıklamak istemesinden gelir. Evrenin ana maddesinin su olduğu fikrini ortaya atmıştır(Arkhe). Öğrencisi olan Heraklit Thales'in fikrine karşı evrenin ana maddesinin ateş olduğunu söylemiştir.
Kısaca bu kimliği belirsiz Dünya'da, sorgulamaya başlamışlardır.